Pazar, Ocak 9

Kuran'da Peygamberler (Nebi ve Resul Ayetleri)

Kuran'da övgüyle bahsedilen bir çok ismin genel olarak peygamber olduğu kabul edilir. Oysa ki peygamber kavramı farsçadır ve "haber getiren" manasındadır. Kuran'nın orijinal halinde ise peygamber diye meallendirilenlerin aslında ya "nebi" ya da "resul" olarak kullanıldığını görmekteyiz (nebi ya da resul diye anılmadığı halde peygamber diye meallendirilenler de var).

Kuran'da geçen nebi kavramı; arapçada "haberci/haber getiren" anlamındadır, tıpkı aynı anlama gelen farsçadaki peygamber sözcüğü gibi.

Geleneksel anlayışta nebi ile resul kavramlarının eş anlamlı olduğu söylenmektedir ama bu tam anlamıyla doğru değildir; lakin resul kavramının kelime manası da tam olarak "elçi" demektir.
Bu çalışma, peygamber olarak bildiğimiz isimlerin nebi mi, resul mu, her ikiside mi yoksa hiçbirinden mi zikredildiği üzerine yapılmıştır. İmanın şartlarından biri olan "Peygamberlere İman" düsturuyla da önemli olduğunu düşünüyoruz.

Önce sırasıyla "nebi" diye bildirilmiş olanlara mealler ışığında bakalım:
[Mealler konusunda genellikle Ali Bulaç'ın Kuran Meali'nden yararlandık, lakin kendisi Elmalılı Hamdi Yazır gibi Kuran'daki kavramlara son derece sadıktır. Elmalılı'nın sadeleştirilmiş meallerinin bu düsturdan uzak oluşu, güncel türkçemiz için bizi Ali Bulaç'a yöneltmiştir, Allah her birinden razı olsun. Aşağıdaki ayet meallerinde peygamber kavramının nebi mi yoksa resul mu diye geçtiği belirtmek için orijinal nüshadaki halinin latince transkriptini "< >" arasında belirttik.]  

1 - Hz. İdris (ilk nebi):
19/Meryem-56: "Kitap'ta İdris'i de zikret. Çünkü o, doğru olan bir peygamberdi <nebiyyen>." 
2 - Hz. Nuh (ikinci nebi, ilk resul):
33/Ahzab-7: "Hani biz peygamberlerden <nebiyyen> kesin sözlerini almıştık; senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan. Biz onlardan sapasağlam bir söz almıştık."
4/Nisa-163: "Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere <nebiyyîne> vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur verdik."
3 - Hz. İbrahim :
19/Meryem-41: "Kitap'ta İbrahim'i de zikret. Gerçekten o, doğruyu söyleyen bir peygamberdi <nebiyyen>." 
bkz: 33/Ahzab-7
bkz: 4/Nisa-163
4 - Hz. İsmail :
19/Meryem-54: "Kitap'ta İsmail'i de zikret. Çünkü o, va'dinde doğruydu ve gönderilmiş (resul) bir peygamberdi <nebiyyen>." 
bkz: 4/Nisa-163
5 - Hz. İshak :
19/Meryem-49: "Böylelikle, onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup ayrılınca ona İshak'ı ve (oğlu) Yakup'u armağan ettik ve her birini peygamber <nebiyyen> kıldık."
bkz: 4/Nisa-163
6 - Hz. Yakub :
37/Saffat-112: "Biz ona, salihlerden bir peygamber <nebiyyen> olarak İshak'ı da müjdeledik."
bkz: 19/Meryem-41
bkz: 4/Nisa-163
7 - Hz. Eyyub, 8 - Hz. Yunus, 9 - Hz. Süleyman :
 bkz: 4/Nisa-163
10 - Hz. Musa :
19/Meryem-51: "Kitapta Mûsâ'yı da an; şüphe yok ki o, ihlâsa mazhar olmuş şeriat sâhibi bir peygamberdi <nebiyyen>."
bkz: 33/Ahzab-7
11 - Hz. Harun :
19/Meryem-53: "Ona rahmetimizden kardeşi Harun'u da bir peygamber <nebiyyen> olarak armağan ettik."
bkz: 4/Nisa-163
12 - Hz. Davud :
17/İsra-55: "Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilir. Andolsun, biz peygamberlerin <nebiyyine> bir kısmını bir kısmına üstün kıldık ve Davud'a da Zebur verdik."
bkz: 4/Nisa-163
13 - Hz. Yahya :
3/Al-i imran-39: "O mihrapta namaz kılarken, melekler ona seslendi: 'Allah, sana Yahya'yı müjdeler. O, Allah'tan olan bir kelimeyi (İsa'yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir' <nebiyyen>."
14 - Hz. İsa :
19/Meryem-30: "(İsa) dedi ki: 'Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. (Allah) bana kitabı verdi ve beni peygamber <nebiyyen> kıldı." 
bkz: 4/Nisa-163
bkz: 33/Ahzab-7
15 - Hz. Muhammed (son nebi, son resul):
33/Ahzab-40: "Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; ancak o, Allah'ın resûlü ve peygamberlerin <nebiyyîne> sonuncusudur. Allah, her şeyi bilendir."
bkz: 4/Nisa-163
bkz: 33/Ahzab-7
Böylece Kuran'da, ilgili ayet içerisinde adıyla birlikte nebi diye anılanların sayısının 15 olduğu görülür.

Fakat;
6/En'Am-89'da bildirilen, "Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik <nubuvvete> verdiklerimizdir. Eğer bunları tanımayıp küfre sapıyorlarsa, andolsun, biz buna (karşı) inkâra sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır." ayetinin bahsettiği nebi'ler (bu ayetten) önceki ayetlerde bildirilen şu isimleri de nebi'lere eklememiz gerektiğini gösterir:
(6:84) İshak, Yakub, Nuh, Davud, Süleyman, Eyyub, Yusuf, Musa ve Harun;
(6:85) Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas;
(6:86) İsmail, Elyasa, Yunus ve Lut.

Böylece nebi olarak 16 - Hz. Yusuf, 17 - Hz. Zekeriyya, 18 - Hz. İlyas, 19 - Hz. Elyasa ve 20 - de Hz. Lut'u eklememiz gerekmektedir.
* * *
Kuran'da sadece resul olarak zikredilenler ise şunlardır:

1 - Hz. Hud :
26/Şuara-124/125: "Hani onlara kardeşleri Hud: Sakınmaz mısınız? demişti./Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim <resûlun>."
2 - Hz. Salih :
26/Şuara-142/143: "Hani onlara kardeşleri Salih: Sakınmaz mısınız? demişti./"Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim <resûlun>."
3 - Hz. Şuayb :
26/Şuara-177/178: "Hani Şuayb, onlara demişti ki: Hâlâ mı çekinmezsiniz?/Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim <resûlun>."
Böylece Kkuran'da sadece resul olarak zikredilen 3 isim ile karşılaşmaktayız ve nebilerle birlikte ele aldığımızda ismiyle beraber anılan 23 peygamberden (resul ve nebi olarak) söz edebiliyoruz.

Ayrıca şuna da dikkat etmek gerekir ki 36/Yasin suresi'nin 13 ile 30. ayetlerinin arasında isimleri zikredilmeyen 2 (ya da fazla) resul'den kıssalar verilir.

Tabi şunu da belirtmek lazım ki Kuran'da adları zikredildiği halde ne nebi ne de resul olarak anılmayan isimler de vardır, bunlar; Adem, Zülkifl, Üzeyir, Lukman ve Zülkarneyn'dir. Ayrıca belli bir ilim sahibi olduğu bildirilen ama ismi anılmayan kişi(ler)den kıssa da verilir, bunun için 27/Neml suresi'in 40. ayeti ve 18/Kehf suresi'in 68.-82.'i ayetlerine bakılabilir (bkz: Hızır).

Birçok Mealci Kuran'da zikredilmiş çoğu isimleri peygamber olarak türkçeye aktarır ama mealde peygamber diye geçen kelimenin orijinal nüshasına baktığımız zaman yukardaki gibi bir tablo ortaya çıkmaktadır. bir de şunu da özellikle belirtmek lazım ki, nebi ile resul kavramlarının farklı olduğu ve nebiliğin bittiği ve resulluğun devam edebileceği yönünde görüşler ve iddialar vardır. yukardaki sıralamalarda zaten nebilerin resul olarak da anıldığı (Hz. İdris hariç) ama sadece resul olarak anılsalar bile Allah tarafından "beyyine" ile beraber gönderildikleri, resul'luğun tanımının yapıldığı farklı ayetlerde Allah tarafından bildirilmiştir.

Bkz: Kuran'da Beyyine Kavramı ve Resul İlişkisi

14 yorum:

HAKAN CIMEN dedi ki...

Tebrikler güzel bir çalışma olmuş.

Rıdvan canbaz dedi ki...

Emeğinize teşekkürler

HAYRiDDiN dedi ki...

Çok teşekkür ederim. Benim için çok bilgilendirici oldu.

Unknown dedi ki...

Sorularla islamiyet ve dahi bir çok sitede yapılan yanlış bilgi aktarımı yüzünden insanlarla tartışma esnasında hazır ayetlerin yerleri bildirilmesi çok iyi olmuş, emeğinize sağlık.

Unknown dedi ki...

Hocam emeğinize sağlık ama yanlışlarınız var. En bariz yanlışınız 3 resul var demeniz .Kuran-ı kerimde dediğinizden daha fazla resul hitabı geçer .Fetih 29 gibi.Bahsetmiş olduğunuz diğer ayetlerlen hareketle ben bir yorum oluşturdum nebi ve resul kavramları için ama sizin yorumunuzdan farklı efendim..

Unknown dedi ki...

Hocam tesbitinizin yanlış olduğunu söylemek durumundayım.Çünkü sık sık sorularla islamiyet sayfasına bakan kişi farkeder ki ayetleri de hadisleri de ayrı ayrı yazmış hatta farklı olarak belli olsun diye yeşil bir kutucuk içine koymuşlardır. Bilgi aktarımlarına gelince şimdiye kadar onlarca araştırdığım bilgilerine güvenim tam. Pek güvenmediğim bir kaç paylaşımları ise kendilerine ait olmayıp başkalarının yazdıklarını kopyalayıp paylaştığı yazılardır efendim. Bunlar bir internet sitesinden de alınmış olabiliyor bazen , bir kitaptan da alınmış olabiliyor. Onlar da araştırmayı seven kişilerin önünü tutmadığındam doğruyu araştırmaya devam eden kişi elbet buluyor.Demem o ki ekseriyetinin güvenilir olduğuna ben şahidim , gönül rahatlığıyla o sayfadan bilgi edinebilirsiniz(sürekli hakkın peşinde olup araştırmaya devam etmek kaydıyla) vesselam..

süleyman dedi ki...

Merhaba
Konunun uzmanı olmadığınız aşikar. Nitekim Allah Rasûlu Muhammedi dahi resul saymamışsınız.

Tevhidî Kelâm dedi ki...

Selam. Muhammed Nebii/ resul' ün son Resul olduğunu nereden biliyorsunuz? Deliliniz ne? Dikkat edin son Nebii degil, son Resul olduğu cikariminiz için diyorum. Verdiğiniz örnek ayet (33/40) "Nebiilerin Hatemi/mührü/ sonuncusu" der, resullerin değil. Selam ile...

Unknown dedi ki...

Hocam..her rasul bir nebidir..ama. her nebii bir rasul değildir..diye biliyoruz..

Anlaşılan Kuran dedi ki...

Hocam Resul insanlar içinden seçilmiş ve yükseltilmiş bir beşer. Resul Allah'tan vahi alan
yani Allah'ın sözleri olmuyor mu benim anladığım yanlış mı. Kuranda resule kesin itaat demiyor mu peygamber efendimizin evlatlığı karımı boşayacağım dediği zaman hayır boşama demişti fakat evlatlığı yinede gidip boşamıştı şimdi evlatlığı cehennemlik mı oldu kuranda onun cennetlik olduğu beyan edilmemiş mi kuranda başka ayetlerde de sahabelerin Muhammet le münakaşa ettiği ayetler var fakat kuranda nebi diye gelen ayetlerde bunları görebiliyoruz resul diye gelen ayetlerde böyle çelişki göremiyoruz nebi ile resul ayrımı düzgün yapılmazsa kuran çelişkili oluyor hem resule kesin itaat deniyor dediğim gibi bazı ayetlerde itaat edilmiyor sebebi o ayetler nebi diye geliyor

Anlaşılan Kuran dedi ki...

HOCAM kafama takılan bir ayette nahl 16/70 Allah sizi yarattı sonra vefat ettirecek içinizden bazıları ömrün en basit ve düşük noktasına geri çevrilir ki bir ilimden sonra hiç bir şey bilmez olsun Allah Alimdir,kadirdir.
Bu ayeti tefsirlerde söylenenler beni tatmin etmedi,Ayet öleceğimizi ve Allah'ın huzuruna gideceğimizi ve hepimiz değil bazılarımız ömrün en basit noktası na geri çevrilir ömür bu dünyada geçerli olduğuna göre bu ayette devamlılık olduğundan yani ölmek Allah'ın huzuruna gitmek bazımızın ömrün en basit noktasına geri çevrilmek ilimden hiç bir haberimizin olmaması
bu devamlılık anlatan bir ayet yani tefsirlerde ki gibi ihtiyarlıkla alakası yok gibi Allah öleceğimizi ve tekrar ömür verileceğini söylüyor ve hiç bir ilim kırıntısı yok benim anladığım
yani tekrar bebeklik eğer bunaklık ihtiyarlık olsa idi ne kadar bunasada ihtiyarlasada basit şeyleri bilir ekmek su açım vs bu da ilim dir ben bu ayetten Kemale ermemiş eğitilmemiş ruhların tekrar başka bir bedenle geri geldiğini anlıyorum siz ne dersiniz

Emir Cankut dedi ki...

Bence nebi olarak bahsedilenlere peygamber demek doğrudur bence resul kelimesini peygamber olarak çevirmek hatadır resul Allah'ın habercisi olarak çevrilmeli bence neden diye soranlara duhan suresi 13 e bakmalarını tavsiye ederim Yüce allah bu surede kıyamete yakın gönderdiği bir habercisinden bahsediyor burada peygamber(s.a.v.) efendimizden değil müslüman bir haberciden bahsediliyor, öyle olmasaydı duhan 10da peygamber(s.a.v.) efendimize bekle diye hitap edilirken 13 te de onlara seni göndermiştik denirdi, Allah(c.c.) cümlemize en doğruyu anlamayı en en doğru davranışlarda bulunmayı nasip etsin, selam ve dua ile

Emir Cankut dedi ki...

Ayrıca duhan suresi 10 da bahsedilen duman göğü bürüyeli yaklaşık 17 sene olduğu söyleniyor, biliniyor

Emir Cankut dedi ki...

Bilemiyorun duhan suresi 13 te Hz.Mehdi(a.s.)'dan bahsediliyor olabilir, selam ve dua ile